Boşanma, velayet ve mal paylaşımı gibi aile içi uyuşmazlıklarda haklarınızı korumak için yanınızdayız.
Hukuk alanında uzmanlaşmış bir ekip olarak, müvekkillerimize en yüksek kalitede hizmet sunmayı taahhüt ediyoruz. Uzun yıllara dayanan deneyimimiz ve geniş bilgi birikimimizle, hukuki süreçlerinizi en iyi şekilde yönetmek için buradayız.
Boşanma, velayet ve mal paylaşımı gibi aile içi uyuşmazlıklarda haklarınızı korumak için yanınızdayız.
İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde hukuki destek sağlayarak, çalışma barışını koruyoruz.
Alacaklarınızın tahsil edilmesi sürecinde hızlı ve etkili çözümler üreterek, icra takibi işlemlerinizi yürütüyoruz.
İş dünyasında hukuki güvenliğinizi sağlamak ve ticari faaliyetlerinizi düzenlemek amacıyla kapsamlı danışmanlık hizmeti sunuyoruz.
Sigorta şirketleri ile yaşanan anlaşmazlıklarda tazminat taleplerinizi güvence altına almak için yanınızdayız.
Kamu kurumlarıyla yaşanan uyuşmazlıklarda haklarınızı savunmak ve çözüm üretmek için profesyonel hukuki destek veriyoruz.
Suç isnatları ve ceza davalarında müvekkillerimize etkili savunma ve danışmanlık hizmetleri sağlıyoruz.
Taraflar arasındaki anlaşmazlıkları hızlı ve dostane bir şekilde çözüme kavuşturmak için uzman arabuluculuk hizmetleri sunuyoruz.
Hukuk büromuz, müvekkillerine güvenilir danışmanlık sunar. Deneyimli avukat kadromuz, ihtiyaçlarınıza özel çözümler üreterek hukuki sorunlarınızı en etkili şekilde çözüme kavuşturur.
Geniş uzmanlık alanımız ve yüksek başarı oranımızla müvekkillerimizin haklarını koruyoruz. Profesyonel hizmetimiz sayesinde karmaşık hukuki süreçlerde en iyi sonuçları elde etmenizi sağlıyoruz.
“Adalet, bir gün herkes için gereklidir.” – Mahatma Gandhi
Hukuk büromuz, geniş bir yelpazede uzmanlık alanlarıyla müvekkillerine kapsamlı hukuki hizmetler sunmaktadır.
Aile hukuku, ceza hukuku, miras hukuku, icra iflas hukuku gibi çeşitli alanlarda derinlemesine bilgi ve deneyime sahibiz.
Alacaklarınızın tahsil edilmesi sürecinde hızlı ve etkili çözümler üreterek, icra takibi işlemlerinizi yürütüyoruz.
İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde hukuki destek sağlayarak, çalışma barışını koruyoruz.
Boşanma, velayet ve mal paylaşımı gibi aile içi uyuşmazlıklarda haklarınızı korumak için yanınızdayız.
Cevap: Boşanma davası, anlaşmalı veya çekişmeli olarak açılabilir. Anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması ve çiftin tüm konularda uzlaşması gerekir. Çekişmeli boşanma davası için ise evlilik birliğini temelinden sarsacak geçerli bir sebep gösterilmelidir (örneğin; zina, terk, kötü muamele). Dava, çiftlerden birinin ikametgahındaki Aile Mahkemesi’ne başvurularak açılır.
Cevap: Türk Medeni Kanunu, eşlerin mal rejimini belirlemede özgür olduğunu kabul eder. Evlilikle birlikte kanunen “edinilmiş mallara katılma rejimi” uygulanır, ancak eşler noter huzurunda sözleşme yaparak başka bir mal rejimi (mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı) seçebilirler. Bu sözleşme zorunlu değil ancak taraflar arasındaki mülkiyet ilişkilerinin açık olması açısından faydalıdır.
Cevap: Velayet, evlilik birliği devam ederken her iki ebeveynin hakkıdır. Boşanma durumunda çocuğun menfaati gözetilerek velayet, anne veya babadan birine verilir. Velayet hakkı çocuğun eğitiminden sağlığına kadar birçok sorumluluğu kapsar. Çocuğun üstün yararı temel kriter olduğundan, mahkeme uzman incelemesi sonucunda en uygun kararı verir.
Cevap: Evet, boşanma davasında tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası talep edilebilir. Tedbir nafakası, dava süresince eşin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için ödenir. Boşanma sonrası yoksulluk riski bulunan taraf, yoksulluk nafakası talep edebilir. Çocukların bakım ve eğitim giderleri için de iştirak nafakası talep edilmesi mümkündür.
Cevap: Anlaşmalı boşanma davalarında eşlerin velayet, mal paylaşımı, nafaka, tazminat ve çocukla kişisel ilişki gibi tüm konularda anlaşması gereklidir. Mahkeme, tarafların anlaşma protokolünü onaylar ve davayı sonlandırır. Protokolde her iki tarafın da iradeleri açık şekilde belirtilmelidir.
Cevap: Evlat edinme işlemi, Aile Mahkemesi’nin onayı ile gerçekleşir. Çocuk ve evlat edinen arasındaki yaş farkı, çocuğun durumu ve evlat edinenin sosyal durumu gibi birçok faktör göz önünde bulundurulur. Evlat edinmek isteyenlerin en az 5 yıllık evli olmaları veya 30 yaşını doldurmuş olmaları gereklidir.
Cevap: Çocuğun velayetinin verildiği ebeveynin çocuğun sağlığını, gelişimini veya güvenliğini tehlikeye sokması durumunda diğer ebeveyn, yeniden velayet davası açabilir. Ayrıca, çocuğun menfaatine aykırı bir durum ortaya çıktığında da velayet değişikliği talep edilebilir.
Cevap: Aile içi şiddet durumunda, şiddet gören birey Aile Mahkemesi’ne başvurarak koruma talebinde bulunabilir. Mahkeme, başvuru üzerine şiddet uygulayan kişiye uzaklaştırma, iletişim yasağı veya barınma hakkı gibi tedbirler alabilir. Koruma kararları, şiddet mağdurunun güvenliğini sağlama amacını taşır.
Cevap: Miras hukuku, bir kişinin vefatı sonrası sahip olduğu mal varlığının mirasçılara intikalini düzenleyen hukuk dalıdır. Kanuni mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’na göre, ölen kişinin altsoyu (çocukları ve torunları), anne-baba gibi üstsoyu ve eşi olarak belirlenmiştir. Mirasçıların paylaşım oranları ve öncelikleri de bu kanun ile düzenlenir.
Cevap: Kanuni mirasçılık, kanun tarafından belirlenmiş pay oranlarına göre yapılır. Vasiyetname ise kişinin ölümünden sonra malvarlığının nasıl dağıtılacağını kendi iradesiyle belirlemesidir. Vasiyetname varsa, kanuni mirasçılıktan farklı bir paylaşım yapılabilir, ancak saklı pay sahiplerinin hakları korunur.
Cevap: Kanuni mirasçılık, kanun tarafından belirlenmiş pay oranlarına göre yapılır. Vasiyetname ise kişinin ölümünden sonra malvarlığının nasıl dağıtılacağını kendi iradesiyle belirlemesidir. Vasiyetname varsa, kanuni mirasçılıktan farklı bir paylaşım yapılabilir, ancak saklı pay sahiplerinin hakları korunur.
Cevap: Vasiyetname, resmi, el yazısı veya sözlü olarak düzenlenebilir. Resmi vasiyetname, noter veya yetkili memur huzurunda yapılır. El yazısı vasiyetname, kişinin kendi el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olmalıdır. Sözlü vasiyetname ise son çare olarak iki tanık huzurunda yapılır ve belirli şartları vardır.
Cevap: Evet, mirasçılar, miras bırakanın borçlarının fazla olduğunu düşünürlerse mirası reddedebilirler. Reddedilmesi halinde mirasçı, miras bırakanın malvarlığı ve borçlarından sorumlu olmaz. Red, mirasçının mirası öğrendiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılmalıdır.
Cevap: Mirasçılar, miras payları doğrultusunda bir anlaşma ile malları paylaşabilirler. Anlaşma sağlanamazsa, miras taksimi için mahkemeye başvurulabilir. Mahkeme, malların özelliklerine göre bölüşümü ya da satış yoluyla taksimi gerçekleştirebilir.
Cevap: Mirastan çıkarma, miras bırakanın belirli şartlar altında saklı pay sahibi mirasçıların mirastan pay almasını engellemesidir. Miras bırakan, kendisine veya ailesine karşı ağır bir suç işleyen veya kendisine karşı ailevi yükümlülüklerini ciddi şekilde ihmal eden mirasçıyı çıkarabilir. Çıkarma ancak vasiyetname ile yapılabilir.
Cevap: Veraset ilamı, mirasçıların kim olduğunu ve paylarını gösteren belgedir. Mirasçılar, noter veya Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak veraset ilamı alabilirler. Bu belge, mirasın resmen paylaşılması için gereklidir.
Cevap: Ceza hukuku, bireylerin toplum içerisinde uyulması gereken kuralları ihlal etmeleri durumunda devreye giren bir hukuk dalıdır. Suç olarak tanımlanan eylemler ve bu eylemlere uygulanacak cezai yaptırımları içerir. Ceza hukuku, toplumun huzurunu, bireylerin güvenliğini ve kamusal düzeni koruma amacı taşır. Bu kapsamda suç işleyen kişilerin cezalandırılması ve bu cezaların caydırıcılık sağlaması hedeflenir.
Cevap: Suç, toplum düzenine veya kişilere zarar veren, kanunlarla belirlenmiş eylemleri ifade eder. Ceza ise suç işleyen kişiye verilen yaptırımdır ve toplumun huzurunu korumak adına bir denge sağlama amacı taşır. Ceza hukuku kapsamında, suçlu görülen eylemlerin tanımlanması ve bu eylemlere uygulanacak cezalar, Türk Ceza Kanunu ile düzenlenir. Cezalar, hapis cezası, adli para cezası gibi farklı türlerde olabilir.
Cevap: Adli para cezası, suçluya hapis cezası yerine veya hapis cezasına alternatif olarak uygulanan parasal bir yaptırımdır. Özellikle küçük çaplı suçlarda mahkemeler, hapis cezası yerine belirli bir miktar para cezası uygulanmasına hükmedebilir. Suçlu, öngörülen para cezasını ödemezse bu ceza hapis cezasına dönüştürülebilir ve belirli bir süreyle hapiste yatması gerekebilir.
Cevap: Suç, toplum düzenine veya kişilere zarar veren, kanunlarla belirlenmiş eylemleri ifade eder. Ceza ise suç işleyen kişiye verilen yaptırımdır ve toplumun huzurunu korumak adına bir denge sağlama amacı taşır. Ceza hukuku kapsamında, suçlu görülen eylemlerin tanımlanması ve bu eylemlere uygulanacak cezalar, Türk Ceza Kanunu ile düzenlenir. Cezalar, hapis cezası, adli para cezası gibi farklı türlerde olabilir.
Cevap: Suçun zamanaşımı, suç işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılmadığında, ceza davası açma hakkının düşmesi anlamına gelir. Zamanaşımı süresi, işlenen suçun türüne ve ağırlığına göre farklılık gösterir. Örneğin, basit suçlarda zamanaşımı süresi daha kısa iken, ağır suçlarda zamanaşımı süresi oldukça uzundur veya bazı suçlarda zamanaşımı hiç uygulanmaz.
Cevap: Savunma hakkı, bir kişinin kendisine yöneltilen suçlamalara karşı kendisini savunabilmesi, delil sunabilmesi ve hukuk nezdinde adil bir yargılama süreci geçirebilmesi anlamına gelir. Bu hak, aynı zamanda sanığın bir avukat tarafından temsil edilmesini de içerir. Ceza yargılamasında adil yargılanma ve masumiyet karinesi, savunma hakkının önemini vurgulayan temel prensiplerdir. Türk hukuk sisteminde savunma hakkı anayasal bir hak olarak korunur.
Cevap: Tutuklama kararı, bir kişinin suçu işlediğine dair kuvvetli şüphelerin olması, delil karartma veya kaçma riski gibi durumların varlığı halinde verilebilir. Tutuklama, suç işlediğinden şüphelenilen kişinin serbest bırakılmasının kamu düzeni veya davanın seyrine zarar vereceği düşünüldüğünde uygulanır. Tutuklama kararı, ancak hâkim kararıyla alınır ve kişiye savunma hakkı tanınır.
Cevap: Ceza yargılaması, iki temel aşamadan oluşur: Soruşturma ve Kovuşturma. Soruşturma aşaması, suça dair ilk bulguların toplanması, delillerin incelenmesi ve suç şüphesinin araştırılması sürecidir. Savcılar, bu aşamada suçu ve suçluyu tespit etmeye çalışır. Kovuşturma aşaması ise, soruşturma sonucunda dava açılmaya yeterli delil bulunması durumunda, mahkeme sürecinin başlamasıdır. Bu aşamada sanık, suçu işleyip işlemediğine dair yargılanır ve deliller ışığında mahkeme bir karar verir.
Cevap: İcra ve iflas hukuku, borçluların borçlarını ödememesi durumunda alacaklıların haklarını korumak ve borcun tahsilini sağlamak için devreye giren bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, borçların cebri icra yoluyla ödenmesini veya borçlunun iflası durumunda mallarının paylaştırılmasını düzenler. Alacaklılar, borçluya karşı icra takibi başlatarak alacaklarını yasal yollarla tahsil edebilir.
Cevap: İcra takibi, alacaklının borcunu tahsil etmek için icra dairesine başvurmasıyla başlatılan yasal bir süreçtir. Alacaklı, borçlunun borcunu ödememesi durumunda icra dairesine başvurarak borcun tahsilini talep eder. İcra dairesi, borçluya ödeme emri gönderir ve belirli bir süre içinde ödeme yapması istenir. Ödeme yapılmazsa, borçlunun mallarına haciz uygulanabilir.
Cevap: Ödeme emri, icra takibi başlatılan borçluya gönderilen resmi bir bildirimdir. Bu emirde, borçlunun borcunu belirli bir süre içinde ödemesi veya borca itiraz etmesi gerektiği belirtilir. Borçlu, ödeme emrine itiraz etmek istiyorsa, itirazını yasal süre içinde icra dairesine yapmalıdır. Ödeme yapılmaz veya itiraz edilmezse, alacaklının haciz işlemi başlatma hakkı doğar.
Cevap: Konkordato, borçlu ile alacaklılar arasında yapılan bir anlaşma yoludur. Borçlu, mali sıkıntı içindeyken iflas etmek yerine alacaklılarla ödeme planı veya indirim gibi bir anlaşma yapabilir. Konkordato anlaşması, mahkemenin onayı ile geçerlilik kazanır ve bu anlaşmaya göre borçlu, alacaklılarına borçlarını belirlenen koşullar çerçevesinde öder.
Cevap: İcra takibine itiraz etme süresi, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gündür. Bu süre içinde borçlu, icra dairesine itiraz ederek borcun varlığını reddedebilir veya borcun belirli bir kısmını kabul etmediğini beyan edebilir. Süresi içinde itiraz edilmezse, takip kesinleşir ve alacaklı haciz talep edebilir.
Copyright 2024 Blazar Yazılım ve Reklam , All Right Reserved